Biyoekonomi Odaklı Kalkınma İçin Entegre Biyorafineri Konsepti Projesi (INDEPENDENT) kapsamında hayata geçirilen, Avrupa’nın ilk ve tek karbon negatif biyorafineri tesisi Boğaziçi Üniversitesi’nin Kilyos’taki Sarıtepe Yerleşkesi’nde açıldı.
Biyoekonomi Odaklı Kalkınma için Entegre Biyorafineri Konsepti Projesi (INDEPENDENT) kapsamında fosil kaynaklara bağlı olmadan, tamamen alg (yosun) tabanlı sürdürülebilir doğal kaynakların işlenebilmesi için çalışmalar yapılıyor.
Boğaziçi Üniversitesi Kilyos Sarıtepe Kampüsü’nde faaliyet gösteren İstanbul Mikroyosun Biyoteknolojileri Araştırma ve Geliştirme Birimi’nde (İMBİYOTAB) sıfır atık hedefli, karbon-negatif yani hava temizleyici özelliği olan, entegre bir biyorafineri sistemi kuruldu. Avrupa Birliği destekleriyle, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında gerçekleştirilen projede, açık havada güneş ışığından faydalanılarak kurulan havuz sistemlerinde yakıt üretiliyor.
Havuzların toplam 80 metreküplük bir kapasite bulunuyor. Kapalı cam sera kısmında ise özel olarak tasarlanan cam reaktör sistemlerinde 30 metreküplük üretim yapılıyor. Her bir üretim partisi 2-3 hafta içinde tamamlanıyor. Alınan ürünler 6 ayrı sektörde, 11 farklı biyoteknolojik ürün için entegre bir biyorafineride işleniyor. Rüzgar enerjisi destekli kurulan tesis, Türkiye ve Avrupa’nın ilk karbon-negatif entegre biyorafinerisi olma özelliğini taşıyor. 2 bin 500 metrekarelik bir Ar-Ge alanı ve üretim sahasında kurulan 80 metreküplük açık havuz ve 30 metreküplük kapalı üretim reaktörlerinde Türkiye ekosistemine uygun türler olarak yetiştirilen yosunlardan organik biyogübre ve biyoyakıtlar geliştiriliyor.
Açılışta konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, kurulan tesisin; tüm dünyada, yosun biyoteknolojileri alanında çalışmalar yürüten en önemli merkezlerden biri konumunda olduğunu belirterek, sadece ürettiği ürünlerle değil, fiziki yapısıyla da yeşil bir tesis olma özelliğiyle öne çıktığını söyledi. Bakan Varank, tesislerde üretilecek biyoyakıt sayesinde enerji ihtiyacının önemli bir bölümünün uygun maliyetli ve güvenli bir şekilde karşılanabileceğini bildirdi. Burada üretilecek biyoyakıtın uçaklarda kullanılması yönündeki çalışmalarının sürdüğünü dile getiren Varank, ayrıca şu bilgileri verdi:
“THY, burada üretilen biyoyakıtı kullanarak bu yıl içerisinde, senenin ikinci yarısına gelmeden önce, ilk uçuşu gerçekleştirmek istiyoruz. Boğaziçi Üniversitesi’ne ve bilim insanlarımıza güveniyoruz. Bu yakıtı uçağımıza koyalım, hep beraber Ankara’dan Kahramanmaraş’a bir seyahat düzenleyelim. Çünkü orada başka bir AB projemiz var. Onun da açılışı hep beraber gerçekleştirelim. Bu proje tamamlandığında bir yandan enerjide dışa bağımlılığımızı azaltıp maliyetlerimizi düşüreceğiz, bir yandan da karbon salımını minimuma indireceğiz.
Proje kapsamında, Türkiye’nin temel sıkıntılarından ve başlıca cari açık kaynaklarından enerji ve sağlık başta olmak üzere gıda, tarım, hayvancılık ve çevre sektörlerine yönelik biyoekonomi odaklı bir büyüme modeline dayanan ürün ve teknolojilerin entegre bir üretim modeliyle fosil kaynaklara bağlı olmadan tamamen alg tabanlı doğal kaynaklardan elde edilmesi amaçlanıyor.
Projenin 6 milyon avroluk bütçesinin yüzde 85’i Avrupa Birliği, yüzde 15’i Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Rekabetçi Sektörler Programı altında destekleniyor.
Yosunlar nasıl yetiştiriliyor?
Yosunlar, karbondioksit özümseyerek güneş ışığı altında büyüyor ve böylece sürdürülebilir uygulama örneği oluşturuyor.
Proje kapsamında yosun ürünlerinin dokunduğu altı sektör yani sağlık, gıda, tarım, hayvancılık, çevre ve enerji alanında faaliyet gösteren KOBİ’ler için Ar-Ge desteği, hammadde tedariği sağlanırken son ürünler ile ilgilenen tüketiciler için kullanım da mümkün olacak. Yıllık yaklaşık 1200 tonluk ıslak yosun kütlesinin işlenmesi hedeflenen proje toplam 5,7 milyon euro bütçeye sahip. Proje fonunun yüzde 85’ini Avrupa Birliği, diğer bölümünü ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sağlıyor.
0 yorum