Tüm dünyada yılbaşı kutlamalarının en önemli sembollerinden biri çam ağaçları. Yeni yıla sayılı günler kala evlerde, caddelerde süslenen ağaçlar renkli görüntüler oluşturuyor.

Peki, yılbaşında neden özellikle çam ağacının tercih edildiğini ve süslendiğini hiç merak ettiniz mi?

Hep yeşil kalan, yaprak dökmeyen ağaçları; sağlığın, sonsuz yaşamın, ölümsüzlüğün, umudun ve doğurganlığın simgesi olarak kullanmak eski Mısırlıların, Çinlilerin, Antik Yunanlıların, Romalıların ve Yahudilerin ortak bir geleneğiydi. Eski Mısırlılar ve Çinliler yeni yıla girerken zamansızlığa vurgu yapma niyetiyle çam ağaçlarını süslerlerdi.

Eski Avrupa inanışı Pagan geleneğinde çam ağaçları, bereket evin içine girsin diye meyvelerle süslenir, kış gündönümlerinde evin içine konulurdu.

İskandinav ülkelerinde çam ağacı süsleme geleneği, kış geldiğinde kuşlar için bir ağaç hazırlamaktan geliyordu. Avrupa’da ağaca değer verme ya da kutsal sayma, Hristiyanlıktan sonra da devam etti.

Geleneksel yılbaşı ağacının Almanlardan günümüze geldiği düşünülmekte. Adem ve Havva’nın hikayesine atfen çam ağaçlarını elmalarla süsler ve evlerinin girişine ya da içine yerleştirirlerdi. Ağacı süsleyen bu elmalar yerini zamanla günümüzdeki süslemelere bıraktı. 16. yüzyılda Noel piramidi ve cennet ağacı birleşerek Noel ağacını oluşturdu.

16. yüzyılda Noel piramidi ve cennet ağacı birleşerek Noel ağacını oluşturdu. Yılbaşı ağaçlarının en tepesindeki altın yıldız, güneş gibi ışığını ve kuvvetini yayabilsin, yol gösterebilsin diye eski Mısır’ın güneş tanrısı Ra’dan ilhamla kullanılmaya başlandı. O dönemde Noel ağaçları, dallarına kurdele ve kâğıt zincirlere asılmış mum, şekerleme ve keklerle süsleniyordu.

İngiltere’ye 19. yüzyıl başlarında gelen Noel ağacı, Kraliçe Victoria’nın eşi Alman Prens Albert’in desteği ile bu yüzyılın ortalarında yaygınlaştı. Göçmen Almanların Kuzey Amerika’ya 17. yüzyılda götürdükleri Noel ağacı, 19. yüzyılda moda oldu.

Kış dönümü ya da yeni yıl, İslamiyet öncesi Türklerde de Nardugan Bayramı olarak kutlanırdı. Türk mitolojisinde gündüzün geceyi yendiği, en uzun gece olan 21 aralıktan sonra güneşin daha çok görünmeye başladığı, gündüzlerin uzadığı ilk gün olan 22 aralık, yeni yılın ilk günü Nardugan’dır. Nar (güneş) ve tugan/dugan (doğan) kelimelerinin birleşimidir. ‘Doğan güneş’ anlamına gelir. Nardugan’da, ölümsüzlük sembolü olarak kabul edilen ve hayat ağacını simgeleyen akçam ağaçları süslenir, etrafında geleneksel eğlenceler düzenlenirdi.

Eski zamanlarda insanlar doğa ile daha iç içe bir yaşam sürüp doğanın döngülerine göre yaşarlardı. Bu döngüler oldukça da kutlamalar yapıp şükrederlerdi. Günümüzde çam ağaçları ve süslenmesi, yılbaşının ve özellikle Hıristiyanların Noel kutlamalarının sembolü haline gelse de yeni yıl döneminin 21 Aralık en uzun geceyle olan ilişkisi çok eski bir gelenek.

Kategoriler: Genel

0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir