Türkiye’de kömür kullanımının sağlık maliyeti üzerine çalışmalar yapan Sağlık ve Çevre Birliği (Health and Environment Alliance-HEAL) Türkiye’de tüm büyük kömürlü termik santrallerden (50 MW üstü, 16 ildeki 30 santral) kaynaklı hava kirliliğini tarihsel olarak değerlendiren ilk ve en kapsamlı çalışmayı yayınladı.
HEAL tarafından açıklanan son araştırma Türkiye’nin kömüre dayalı elektrik üretiminin sağlık ve ekonomik maliyetinin yıllar içerisinde nasıl hızla arttığını ortaya koyuyor. Rapora göre en eski termik santralin devreye girdiği 1965’den 2020 yılına kadar geçen onlarca yılda Türkiye’deki kömür santralleri iklim değişikliğini körükledi ve havayı kirletti. Bunun sonucunda çıkan sağlık yükü ise insanların erken ölmesine, astım, kronik bronşit veya kalp hastalığı gibi sağlık sorunlarının her geçen süre daha da kötüleşmesine neden oldu.
Kömür santrallerinin sağlık etkilerinin “kümülatif” olarak ilk defa hesaplandığı “Kronik Kömür Kirliliği Kümülatif Sağlık Etkileri Özel Raporu”* adlı çalışma hala faal olan en eski termik santralin işletmeye girdiği 1965 yılından bugüne, 55 yılın hava kirliliği verilerini bir araya getirdi.
Rapora göre kömürlü termik santrallerin yol açtığı hava kirliliği 1965-2020 arasında 196.091 kişinin erken ölümüne neden oldu. Araştırma bu yıllar arasında kömürlü termik santrallerin 117.661 erken doğuma ve 1 milyon 247 bin 334 çocukta bronşit vakasının görülmesine neden olduğunu ortaya koyuyor. Yetişkinlerde yeni kronik bronşit vakası ise 118.542 olarak hesaplanmış. Bu süre İçerisinde 221.026 kişi hastaneye başvururken, astım hastası çocuklarda 11.163.625 gün astım-bronşit semptomu görülmüş. Halen çalışır durumda olan kömür santrallerin 4.8 trilyon TL’lik sağlık maliyeti bulunuyor. Santraller bugüne kadar 62 milyon iş günü kaybına yol açtı.
Kömürün AB ülkeler içerisinde elektrik üretimindeki payı, “kömürden çıkış” politikası ve Paris İklim Anlaşması’nın uygulamaya geçmesiyle gün geçtikçe azalırken elektrik üretiminde kömüre dayanmaya devam eden Türkiye’de 19 GW’lık kurulu kömürlü termik santral gücü var. Eğer yeni planlanan projeler yaşama geçirilirse bu kurulu kömür gücü iki katına çıkabilecek. Bu durum kömüre dayalı elektrik üretiminin yarattığı yoğun hava kirliliğinin sağlık maliyetinin de katlanması anlamına gelecek.
Türkiye’de kömürlü termik santrallerle elektrik enerjisi üretimini yoğunlaştığı dört bölge özelinde yapılan çalışma Zonguldak, Muğla, Çanakkale ve İskenderun Körfezi (Adana ve Hatay) bölgelerinde yapıldı. Çalışmanın sonuçlarına göre Türkiye’deki toplam kronik kömür kirliliğine bağlı sorunların %40’ı bu bölgelerden kaynaklanıyor. Araştırmaya göre kömürlü termik santrallerin en çok sağlık sorunlarına yol açtığı bölge ise Muğla.
Rapor bulgularına göre, santralların, tüm ünitelerinde toz filtresi ve kükürt arıtma sistemlerinin bulunmasına rağmen bu sağlık maliyetine neden olmaları arıtma sistemleriyle hava kirletici emisyonları sınır değerlere düşürmenin dahi sağlığı korumak için yeterli olmadığını ortaya koyuyor.
Bugüne kadar Türkiye’de tesis başına emisyon verisi kamuya açık olarak verilmediği için HEAL’in analizi, küresel metodolojilere dayanarak yapılan tahminlere dayanıyor. Bu nedenle gerçekleşen sağlık sorun ve maliyetinin, çalışmanın bulgularından daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.
0 yorum