Su, evlerimiz dışında birçok sektörde kullanılan ve kullanımı sınırlandırılması gereken bir kaynaktır. Hem alanının geniş olması hem de temel ihtiyaç olması nedeniyle sürdürülebilir hale getirilmesi büyük önem arz eder. Bu farkındalık içinse mevcut kaynak ve kaynağın kullanımı incelenmelidir. Türkiye’nin su kaynakları ne durumda ve bu sular en çok nerede kullanılıyor birlikte inceleyelim.

Ülkemize yıllık olarak düşen ortalama yağış miktarı 643 mm’dir ve toplam kullanılabilir su potansiyelinin 112 milyar m3 olduğu bilinmektedir ¹. 2020 yılı verilerine göre kişi başına düşen su miktarının 1.346 m3 olduğu belirtilmektedir. TÜİK’in tahminlerine göre 2030 yılına kadar ülkemiz nüfusunun 100 milyona ulaması durumunda, kişi bana kullanılabilir su miktar 1.000 m³’e düşecektir. Bu potansiyele bakıldığında Türkiye su kıtlığı çeken ülkeler arasında olduğu görülmektedir ². Ekonominin büyümesi ve nüfus artışıyla birlikte su sıkıntısının artması beklenmektedir.

Sektör bazlı bakmak gerekirse tarımın ve sanayinin ön planda olduğunu görmekteyiz. Tarım sektörü %75’lik yüzeysel su ve %66’lık yeraltı suyu tüketimi ile Türkiye tatlı su kaynaklarının en çok tüketildiği sektör olmuştur ¹. Tarım sektöründe bilinçsiz su tüketimi ile bu oranın artacağını söylemek mümkün. Bu nedenle tarım ürünlerinin daha az su tüketeceği ekipmanlar ve dikey tarım gibi çözümlerin yaygınlaşması gerekmektedir. Aynı zamanda bu konularda yapılacak eğitimlerin de önemi göz ardı edilmemelidir.

Sanayi sektörü ise su kullanımında yaklaşık olarak %20’lik paya sahiptir. Sanayi bölgeleri başta denizler olmak üzere su kuyularından, barajlardan ve diğer su kaynaklarından su çekmektedir. Çekilen su miktarı kadar da atıksu oluşmaktadır. Bu sular sanayi bölgesinde geri kazanılmakta ve yönetmeliklerde belirtilen deşarj değerlerine göre deşarj yapmaktadır. Yönetmeliğimizde belirtilen değerler Avrupa standartlarına nazaran yüksek olsa da kaynaklarımızı korumaya yöneliktir. Oluşan atıksular yeterli bir ön arıtma olmadan denizlerimize deşarj edildiği takdirde bölgedeki kaynaklara da zarar vererek geri dönüşü olmayan sorunlara yol açabilmektedir. Buna son dönemlerde duyduğumuz müsilaj problemi örnek olarak verilebilir. Sadece su kaynakları zarar görmemekte o bölgedeki canlıların hayatları da tehlike altına girmektedir. Aynı zamanda estetik hasarlar da vermektedir. Peki sektörler bu durumda neler yapmalı? Yağmur sularını değerlendirip geri kazanıma önem vermelidir. Proseslerinde daha az kimyasal kullanarak soğutma sularını bünyesinde tekrar kullanmaya yönelik çalışmalar geliştirmelidir. Atıksu arıtma tesislerinden çıkan atıksu arıtılarak sanayi sektöründe kullanılması ile döngüsel ekonomiye de destek sağlanabilir. Böylelikle hem daha az su kullanılmış olacak hem de enerjiden tasarruf edilecektir. ³

Genel itibariyle bakacak olursak tarım sektörü daha fazla su kullanıyor olsa da sanayi sektörü kadar su kirletmemektedir. Ülkemizin birçok bölgesinde sanayi bölgeleri bulunmaktadır fakat aynı oranda arıtma tesisleri bulunmamaktadır. Marmara Bölgesi üretim tüketim oranının yüksek olması nedeniyle su kaynaklarına zarar veriyor olsa da diğer bölgelerimizde zararın nedeninin gerekli arıtma yapılmadan denize deşarj edildiği bilinmektedir. Bu konuda da yapılacak olan denetimlerin arttırılması ve arıtma tesisi yatırımlarıdır. Çözüm önerilerinin uzun süreli planlamalara ihtiyaç duyduğunu ve yüksek miktarlarda yatırım gerektirdiğini de belirtelim. Bizler yine de bireysel tüketimlerimize dikkat edelim, ekip işi olduğunu unutmayalım.

Esma Sonğan

KAYNAKÇA:

1)https://www.artemisaritim.com/turkiye-genelinde-su-kaynaklarinin-durumu

2)https://www.dsi.gov.tr/Sayfa/Detay/754

3)https://kalkinmaguncesi.izka.org.tr/index.php/2020/08/06/turkiyede-sanayi-sektorunde-su-kullanimi

Kategoriler: Genel

0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir