İzmir Büyükşehir Belediyesi “Sünger Kent İzmir Projesi”ni hayata geçiriyor.

Yağmur suyunun değerlendirilmesi kapsamında oluşturulan projeyi tanıtan İzmir Belediye başkanı Tunç Soyer, ‘Sünger Kent’ modeliyle doğa ve kent hayatı arasında kurulacak dengenin İzmir’i daha dirençli hale getireceğini ve toprağa düşen her damla suyun değerlendirileceğini belirtti. İklim krizi ve kuraklıkla mücadele edecek olan bu projeyle İzmir’in 5 yıl içinde sünger kente dönüşmesi amaçlanıyor.

Projenin hedefi, kent içindeki yağmur suyunun boşa akışını beş yılda %70 oranında azaltmak. Projenin uygulaması iki aşamadan oluşuyor. Bunlardan ilki; yağmur suyu hasadı. Bu uygulamayla, su hasat edilerek kente düşen yağmuru değerlendirip yeniden doğal su döngüsüne iade edilmesi amaçlanıyar. İzmir’de sadece çatılara yılda yaklaşık 75 milyon ton yağmur suyu düşüyor. Çatılarına düşen bu su miktarı, İzmir’in en büyük içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı’nda her yıl biriken su miktarından daha fazla. Bu nedenle projenin ilk aşaması için 5 bin binaya 5 bin yağmur suyu deposu verilecek. Beş bin yağmur suyu deposu ile boşa akan yağmur suyu toplanarak tasarruf sağlanacak. Aynı zamanda su taşkınları ve baskınlarını ve körfez suyunun kirlenmesi önlenecek.

Sünger Kent İzmir Projesi’nin ikinci çalışması ‘Yağmur Bahçeleri’. Bu uygulama kapsamında 10.000 adet yağmur bahçesi kurulması hedefleniyor. Bahçe uygulamaları için baş vuran 10.000 kişiye, yerli bitki ve çiçekler İzmir Belediyesi tarafından karşılanacak.

Yağmur sularının herhangi bir işlem yapılmadan, direkt olarak yönlendirildiği ve üzerinde doğal ve egzotik bitkilerin yetiştirilebildiği sığ çukur alanlara ‘yağmur bahçesi’ adı veriliyor. Yağmur bahçelerinin temel amacı; toplanan yüzey akışın iyileştirilmesini salayarak su kalitesini artırmak. Yağmur bahçelerinin, kentler için sürdürülebilir yağmur suyu yönetimi kapsamında birçok faydası bulunuyor.

Yağmur bahçeleri;

– Atık su kanalına gidecek yağmur suyunu toplayarak miktarın azaltılmasını sağlar,

– Yeraltı suyunu besler,Terleme ve buharlaşmayı arttırır,

– Uygulanan alanlarda tespit edilen drenaj sorunlarına çözüm alternatifi sunar,

– Yüzey akışı azaltır, yağmur suyunun zararlı yabancı maddelerden (yağ, ağır metal vb.) temizlenmesini sağlar ve su kalitesini arttırır,

– Kentler manzarasını iyileştirir ve estetik kaygıyı minimum seviyeye düşürür,

– Ekolojik dengenin ve ekosistemler arası geçişlerde uyumun sağlanmasına yardımcı olur.

Kategoriler: Genel

0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir