Gündelik yaşantınızda ne kadar karbon salımına sebep olduğunuzu hiç düşündünüz mü? Mesela e-posta gönderirken, bir saat televizyon izlerken veya bulaşık yıkarken… Tüketilen gıdaları düşünelim. Bir sepet çileğin karbon ayak izi ne kadar? Yarım litre sütün bedeli nedir? Peki muz, ne kadar kötüdür?
Dolaylı ya da doğrudan, insan türünün yaptığı her eylem karbon salımına sebep oluyor. Yeryüzünde var olduğu günden beri gezegenin kaynaklarını hiç bitmeyecekmiş gibi kullanan insanlık, geri dönülemez bir yolun eşiğinde.
Karbon ayak izi konusunda sayılı uzmanlardan biri olan İngiliz araştırmacı ve yazar Mike-Berners Lee, böylesine bir felaketin sonuçlarını ön görerek okurlar üzerinde bir farkındalık yaratmayı hedefliyor. 10 gramdan 1 milyon tona kadar, karbon salımına sebep olunan eylemlerle ilgili bilgiler Muz Ne Kadar Kötüdür?’ü meydana getiriyor.
Kitabın başlığına gelecek olursak. Hayır, muz kötü değildir! Aksine harikadır. Az karbon salımı karşılığında bol kalori ve C vitamini verir. Dolayısıyla düşük karbonlu beslenme için oldukça ideal bir besindir. Neredeyse hiç paketleme gerektirmez, kendi kabuğu sayesinde korunabilir.
Buna rağmen muz, her hâlükârda masum olmayabilir. Söz gelimi, dünyanın öteki ucundan sofranıza gelene dek muz pek çok aşamadan geçer. Bu taşımacılık işlemi dolaylı yoldan karbondioksit salımına neden olabilir. Muz hakkında can alıcı bir gerçeği bizzat yazardan dinleyelim: “Yine de sonuçta tek kötü muz, meyve sepetinizde çürümeye bıraktığınız muzdur. Bu israflar ABD ve diğer ülkelerdeki yıllık yüzde 40-50 oranındaki gıda israfına neden olur.”
0 yorum