Moda sektöründe 1980’lerde üretimin Asya’ya kaymasıyla birlikte kıyafet fiyatlarında düşüş hızlandı ve kıyafet tüketim hızımız ve giydiklerimizin çeşitliliği arttı.
Günümüzde tekstil endüstrisi dünyanın en büyük üçüncü sektörü haline geldi. ‘Hızlı moda’ kavramının hayatımıza
girmesiyle kıyafet tüketim hızımız ve giydiklerimizin çeşitliliği arttı. Tüketim alışkanlıklarımız ve üretim trendleri son 20-30 senede büyük değişim geçirdi.
Pek çok markanın çevresel ve sosyal uygunluk denetleme mekanizması bulunmuyor. Çocuk işçiliğinden iş sağlığı ve güvenliğine, hijyenik çalışma koşullarından kullanılan
kimyasallara ve arıtma tesislerine kadar üretim yerlerinin belli standartlara uygunlukları denetlenmiyor. Denetimlerin ne kadar etkili olduğu ise ayrı bir tartışma konusu.
Tekstil sektörü petrolden sonra çevre kirliliği, karbon salımıyla dünyada ikinci en büyük kirletici endüstri. Bu nedenle sürdürülebilir dönüşümü oldukça önemli.
Daha fazla kıyafet satın aldıkça, ucuz ürünler ve yeni stiller için büyüyen pazar çevreye daha çok zarar veriyor. Moda üretimi insanlığın karbon emisyonlarının %10’unu oluşturuyor. Su kaynaklarını kurutuyor, denizleri ve nehirleri kirletiyor. Bazı moda evleri ve tekstil markaları her ne kadar geri dönüşüm ve doğa
dostu ürün kültürünü markalarına yerleştirmeye çalışsalar da tüketicilerin bilinçli davranması büyük önem taşıyor.
Ortalama bir tüketici yılda 31,75 kilogram giyim eşyasını elden çıkarıyor. Bu da küresel olarak her yıl 13 milyon ton tekstil atığına neden oluyor. Atılan bu tekstil ürünlerinin %80’i çöplüklere gidiyor ya da yakılıyor. Ancak %20’si yeniden kullanılıyor ya da geri dönüştürülebiliyor. Atılan giysiler 200 yıldan fazla çöplüklerde kalabiliyor ve bu süre zarfında ayrışarak karbondan daha tehlikeli sera gazı olan metan gazını yayıyorlar.
Hızlı modanın al- at döngüsünün yerine sürdürülebilir ürünleri tercih etmek, tekstil sektörünün çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmemizi sağlar. Kişisel olarak ‘bilinçli bir tüketici’ olmak için tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmekle başlayabiliriz.
◾Herhangi bir şey satın almadan önce o ürüne gerçekten ihtiyacımızın olup olmadığını düşünmek,
◾Gereksiz harcamalardan kaçınarak az ve kaliteli alışveriş yapmak ve böylece aldığımız ürünü yıllarca kullanmak,
◾Ürün etiketlerine dikkat ederek; hangi maddelerden ve nerede yapıldığını bilmek,
◾Giysilerimize ikinci bir şans tanıyıp giymediğimiz kıyafetleri vakıflara, derneklere bağışlamak
◾Tercihlerimizi ekolojik ve organik ürün ve markalardan yana yapmak gibi küçük görünen adımlar önce dolaplarımızı sonra gezegenimizi korumamıza yardımcı olabilir.
Kaynakların sınırlı ancak isteklerin neredeyse sınırsız olduğu dünyamızda, kaynakları verimli kullanarak üretmek ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir gezegen bırakmak bize rağmen bizimle mümkün.
0 yorum