Gezegenimiz ile aramızdaki 200 bin yılı aşkın uzun ilişki süresince ilk kez gezegenin insanları şekillendirmesi yerine, insanlar gezegeni şekillendiriyor. Deniz Yaşamını Koruma Derneği, doğaya karşı değil, doğa ile birlikte çözümler üretmek ve özellikle deniz ekosisteminde ölçülebilir bir fark yaratmak için “Marmara’dan Akdeniz’e Sürdürülebilirlik Serüveni Projesi”yle Marmara Denizi’nin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
2015 yılından bu yana, başta Marmara Denizi olmak üzere, deniz yaşamının sürdürülebilirliği üzerine çalışmalar yürüten Deniz Yaşamını Koruma Derneği, yeni bir projeye imza attı. Bugüne kadar mercan resifi restorasyonu, yazılı – görsel yayın ve sergiler, hayalet ağların deniz dibinden temizlenmesi ve deniz koruma alanları oluşturulması gibi çalışmalar yapan dernek, yeni projesini de Marmara Denizi’nin önemine dikkat çekmek amacıyla hayata geçirdi. Destekçileri arasında Anadolu Efes, UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı), SGP (GEF Küçük Destek Programı) ve Turquoise Coast Environment Fund olan dernek, Marmara’dan Akdeniz’e yelken açtı.
İklim krizi ile mücadele kapsamında biyoçeşitliliğin belgelendirildiği “Marmara’dan Akdeniz’e Sürdürülebilirlik Serüveni” ismi verilen proje 90 gün sürdü. 10 şehri ve 1687 deniz millik bir rotayı kapsayan yolculuk boyunca gece ve gündüz 82 farklı noktada 82 dalış gerçekleştirildi. Yapılan çalışmalarla denizlerimizdeki biyoçeşitliliğin durumu, istilacı türlerle ilgili gözlemler ve yerel türler üzerindeki baskılar kayıt altına alındı. Nesli tehdit altındaki mercanlar ve diğer canlı türlerinin durumlarıyla ilgili bilim insanlarıyla görüşüldü. Akdeniz’in ev sahibi küçük ölçekli balıkçı kooperatifleri ile türler ve durumları üzerine diyaloglar ve istişareler gerçekleştirildi, bölgenin en eski denizcilerinden kadim bilgiler alındı. Tüm bu bilgiler arşiv niteliğinde derlendi. Ayrıca seçilen limanlarda deniz dibi temizliği yapılarak, yerel sanatçılar yardımıyla deniz kirliliği konusunda farkındalık yaratmak için çeşitli sanat eserlerinin yapımına başlandı. Bu eserler 11 – 25 Kasım arasında İzmir Alsancak Çatı Sanat Alanı’kaybedeceğizi.
Denizin yaşamın kaynağı olduğuna, aldığımız her üç nefesten ikisini denizlerimize borçlu olduğumuza dikkat çeken Deniz Yaşamını Koruma Derneği Başkanı Volkan Narcı, “Marmara’dan Akdeniz’e Sürdürülebilirlik Serüveni” projesinin detaylarını İstanbul’da düzenlenen bir etkinlikle tanıttı. Konuşmasında, projenin Türkiye’de bir ilk olduğunu belirtti. Bu projeyi Akdeniz, Karadeniz ve Ege’nin Marmara Denizi’nde bütünleştiğini ortaya koymak adına uzun zamandır planladığını dile getiren Narcı, “Marmara Denizi çok araştırılmış bir deniz değil. Sürekli olarak bizi şaşırtmaya devam edebiliyor. Bu sebeple Akdeniz, Karadeniz ve Ege Denizi’ni araştırmak, bu kıyılarda yaşayan türlerin aynı zamanda Marmara Denizi’nde de olduğunu bilimsel ve görsel olarak ortaya koymak istedik. Üst katmanda Karadeniz akıntısıyla alt katmandaki Akdeniz yaşantısını birleştirmesi, Marmara Denizi’ni çok özel ve sıra dışı kılıyor. Bu serüvenin en büyük çıktısı, Marmara’nın Türkiye’deki deniz yaşamı için son sığınak olduğu gerçeğidir. Akdeniz, Karadeniz ve Ege’nin var olabilmesi için Marmara’nın iyileşmeye ve korunmaya ihtiyacı var. Marmara’yı kaybedersek bu ekosistemleri de kaybedeceğiz.” şeklinde konuştu.
Bu seyahatin, teknik detaylarını, bir kitapçıkta topladıklarını belirten Narcı bu çalışmanın Marmara Denizi ve gelecek için değerli bir referans olacağını belirterek elde ettikleri envanteri belgesele dönüştürmeyi istediklerini belirtti.
Marmara Denizi’nin hakkettiği değeri, ilgiyi görmesi ve korunması, içinde yaşayan binlerce yaşam adına yola çıkan Deniz Yaşamını Koruma Derneği, doğa ile birlikte çözümler üretmek ve özellikle deniz ekosisteminde belirgin bir fark yaratmak için bizi de bekliyor.
0 yorum