“Gelecek henüz el değmemiş ve kırılgan, itinayla davranın.”

-Agnes DENES

Ekofeminist sanatçı Agnes Denes’in mekâna özgü eseri “Yaşayan Piramit”, 29 Ocak 2023’e kadar Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM) görülebilir. Bugün son gün. Kaçırmayın! “Yaşayan Piramit’te, Agnes Denes’in önerileriyle İstanbul’un kent florasının içinden seçilen yaklaşık altı yüz türde iki bin adet bitki ve çiçek bulunuyor.

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Sabancı Holding’in ana sponsorluğu ve Çimsa’nın iletişim sponsorluğunda 13 Eylül 2022-28 Mayıs 2023 arasında, 1960’lardan günümüze ekolojik sanatın öncülerinden Agnes Denes’in Yaşayan Piramit isimli mekâna özgü eserine ev sahipliği yaptı. Dünyadaki varlığımızın bir metaforu olarak doğayla ilişkimizi canlandıran ve SSM bahçesinde yer alan Yaşayan Piramit isimli eserle birlikte Agnes Denes’in 1969’da kaleme aldığı Manifesto da sergileniyor.

İlk olarak 2015 yılında New York’taki Socrates Heykel Parkı’nda ve ardından 2017’de documenta 14 kapsamında Kassel’deki Nordstadtpark’ta inşa edilen, mekâna özgü bir eser olan “Yaşayan Piramit,” doğal yaşam döngüsüne sahip bir heykel olarak da değerlendirilebilir. Dört ton toprakla doldurulmuş ahşap basamaklı teraslardan oluşan piramit, gökyüzüne uzanan dokuz metrelik bir kavis çiziyor. Piramidin teraslarında, her bir cephesine düşen güneş ve gölge miktarına göre belirlenerek İstanbul’un kent florası içinden sanatçının seçtiği, yaklaşık altı yüz türde iki bin adet bitki ve çiçek var. 10-11 Eylül’de katılımcıların bitki ekim sürecine dahil olduğu piramit, bahçede sergilendiği sürece evrim geçirdi; bitkiler filizlendi, çiçek açtı, bazıları tohuma kaçtı, bazıları öldü.

Sergiden sonra Sakıp Sabancı Müzesi, Denes’in tabiata duyarlı yaklaşımını sürdürecek izleyicileri bitkileri sahiplenmeye davet ediyor. Anıt, dağılıp yok olmak yerine, onu paylaşacak topluluğun sahiplendiği küçük parçalar üzerinden yaşamaya devam edecek. Sanatçının arzusu doğrultusunda bu sergi için özel olarak üretilen, mermer üzerine yazılı ’Manifesto’ ise bahçenin artık kalıcı bir parçası olarak daimi koleksiyonda yerini aldı. Denes’in ‘Manifesto’su, bu eserin oluşturulması için bir araya gelen topluluğu ve ‘Yaşayan Piramit’i hatırlatmaya devam ediyor.

Agnes Denes ve Yaşayan Piramit Üzerine…Doğanın, insan uygarlığının en ikonik biçimlerinden biri olan piramit ile etkileşime girerken geçirdiği organik gelişimi gözler önüne sermeyi amaçlayan Denes, “Piramitler matematiğe dayalıdır ve böylece bir tür kusursuzluğa erişirler, fakat aynı zamanda temsil ettikleri ve görselleştirdikleri tüm kusurlan da içerirler” diyerek, insan-doğa etkileşimini neden yaşayan bir piramit ile anlatmak istediğinin ipuçlarını veriyor. Yaklaşık yarım yüzyıldır piramit formunu desenden heykele farklı mecralarda bir metafor olarak kullanan Denes, bu form aracılığıyla düşünsel kavrayışımızdaki toplumsal hiyerarşileri de sorguluyor.

Denes, hemen hemen bütün eserlerinde olduğu üzere, Yaşayan Piramit’in de katılıma öncelik veren boyutuyla, yerel ve küresel çevremizi korumaya yönelik etik bir sorumluluk duygusu uyandırmayı amaçlıyor.

Agnes Denes: Hayatı ve Sanatı

Agnes Denes, 1960’lardan bu yana kendini, dünyada bir insan olmanın ne anlama geldiğini işlemenin bir yolu olarak matematiksel yapılardan analitik düşünceye kadar bilginin her çeşidini araştırmaya ve görselleştirmeye, böylece çeşitli çözümler sunarak insani ve çevresel zorluklara karşı bizi uyarmaya adamıştır.

Arazi Sanatı’nın büyük, toplumsal norm ve kabullere ters düşen başyapıtlarından biri olarak adlandırdığı Buğday Tarlası-Bir Yüzleşme- ise belki de Agnes Denes’in en bilinen eseridir. Eser, Denes’in Public Art Fund’ın desteğiyle, Wall Street ve Dünya Ticaret Merkezi yakınlarında Battery Park’taki iki dönümlük moloz yığını üzerine bir altın buğday tarlası dikmesiyle, 1982 ilkbahar ve yazında dört aylık bir süre boyunca yaratıldı. Buğday Tarlası, Trussardi Vakfı’nın desteğiyle 2015’te İtalya’ya, Milano’nun merkezinde on iki dönümlük bir araziye yeniden ekildi.

1996’da tamamlanan, Batı Finlandiya’daki Ylöjärvi’de bulunan Ağaçlı Dağ -Yaşayan Bir Zaman Kapsülü- ise anıtsal bir toprak işi, bir ıslah projesi ve ilk insan yapımı bakir ormandır. Bu tür arazi eserlerinin yanı sıra Agnes Denes ayrıca matematik, felsefe, coğrafya, bilim ve diğer disiplinlerdeki keşiflerini betimleyen, metalik mürekkepler ve geleneksel olmayan başka malzemelerle ürettiği, mükemmel bir şekilde işlenmiş çizim ve baskılarıyla tanınıyor.

Denes’in sanatsal pratiği, estetik ve sosyo-politik fikirlerle olan ilişkisi açısından özgündür. Sanatıyla ilham vermek ve insanları eyleme teşvik etmenin yanı sıra insanları; düşünmeye, bilgelik göstermeye, insan zekasını doğanın görkemiyle birleştirmeye, toplumsal kaygılara dikkat çağrısında bulunmaya, duyarlı olmaya davet eder. Sanata, yaşamın her kesiminden insanı dahil etmeyi amaçlar. Bir kamusal sanatçı olarak Denes, son kırk yılın büyük bir kısmını, ekolojik ve felsefi fikirlerini hem yerel hem de küresel topluluklara sunarak geçirdi. Bitmek tükenmek bilmeyen bir merak içindeki Denes, insanlığın geleceğine dair neredeyse kehanet niteliğindeki vizyonunu yüzeye çıkarmak için çalıştığı fikirleri, biçimleri ve süreçleri sürekli olarak genişletiyor.

Kategoriler: Genel

0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir