Evrende küçücük bir nokta. Mavi, yeşil bir gezegen. Kusursuz yapısı ve ihtişamı ile tüm canlılara ev sahipliği yapmaktadır. Biyoçeşitlilik bakımından, dünyada sekiz gen merkezi bulunmaktadır. Bu gen merkezlerinin üçü Anadolu topraklarında kesişmektedir. Dünya’da üç gen merkezinin bir arada olduğu tek ülke Türkiye’dir.

Bir çok medeniyete ve canlıya ev sahipliği yapmış Anadolu toprakları, fauna çeşitliliği bakımından, böceklerden oluşan omurgasızlar, 60 bin-80 bin tür sayısıyla en çok türe sahip canlı grubudur. Kanatlı böceklerde de 22 bin 125 tanımlı tür bulunmaktadır.
Bugüne kadar belirlenen toplam omurgalı türü sayısı bin 500 civarına ulaşırken, 694 tatlı su ve deniz balığı türü, 460 kuş türü, 30 amfibi türü, 161 memeli türü ve 120 sürüngen türü vardır.
Türkiye, 167 familya, bin 320 cins ve 9 bin 996 tür ile bitki çeşitliliği bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Türkiye’de bulunan 9 bin 996 bitki türünün 3 bin 649’u endemik bitki türüdür.
Türkiye’nin endemik tür bakımından en zengin familyası 572 endemik sınıfla papatyagillerdir. Bunu 385 sınıfla baklagiller ve 326 sınıfla ballıbabagiller familyaları izlemektedir. Ayrıca 14 adet de endemik cins bulunmaktadır.
Türkiye florasının endemizm oranı yüzde 31,8’dir ve her yıl çok sayıda tür eklenmektedir. Türkiye’de bulunan yüksek endemizm düzeyleri, Amanos Dağları, Ilgaz Dağı, Orta Toroslar, Taşeli Yaylası, Bolkar ve Aladağlar, Kazdağları, Uludağ, Gümüşhane ve Erzincan arasındaki dağlar, Munzur Dağları, Tuz Gölü ve tuzlu bozkırları gibi belirli alanlarda yoğunlaşmaktadır.
İklim değişikliğinin hassas türler üzerinde olumsuz etkileri gözlemlenmektedir. İklim değişikliği sonucunda birçok endemik tür yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Özellikle endemik bitki çeşitlerinin yoğun bulunduğu bölgelerin kendine özgü mikro klimaları bulunmaktadır. Sert iklim geçişleri bu mikro klima özelliklerini bozmakta veya ortadan kaldırmaktadır. 
Adaptasyonunu sağlayabilen türler yaşamaya devam etmektedir. Dünya tarihinin canlı türlerine baktığımızda, evrimsel süreç ile yok olan türlerin oranı %99’dan fazladır. Günümüzde var olan canlı türlerinin oranı ise %1’den azdır. Dönüşen, değişen ve gelişen türler yaşamaya devam edecektir. Ülkemizde, çevresel ve diğer baskılarla genetik erozyona uğrayan ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan bitkiler, “Türkiye’nin bitki gen merkezi” olarak adlandırılan Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde (ETAE) korunmaktadır.

Kaynaklar:- Türkiye Bitki Genetik Kaynakları ve Muhafazası – DeegiPark- “Türkiye’nin Biyoçeşitliliği: Genetik Kaynakların Sürdürülebilir Tarım ve Gıda Sistemlerine Katkısı” Raporu- Türkiye’de Bitkisel Gen Kaynakları – Ankara Üniversitesi

Kategoriler: Genel

0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir