Amasra faciasının gösterdiği gerçeğe gözlerimizi kapatamayız: Kömür, zamansız ölüm, hayata erken veda etmek demek.
Bir defa daha kömür madenlerinden gelen acı haberle kahrolduk. 41 madenci, Amasra’daki kömür madeninde meydana gelen patlamayla hayata veda etti.
Bu ilk madenci ölümü değildi. Kömürde israr sürerse son da olmayacak. Bu acıyı Soma, Kozlu, Ermenek, Afşin-Elbistan’dan çok iyi biliyoruz. Madencilerin ölüm sebebi kader değil, kömürü yerin altında bırakmayan, sektör işçilerini güvenli ve sağlıklı istihdam alanlarına yönlendirmeyen enerji politikasıdır. Unutulmamalı ki, Türkiye’de yaklaşık 40 bin kömür madencisi aynı tehlikeyle karşı karşıya çalışıyor. Bu tehlikeyi önleyebilir, madencileri yaşatabiliriz. Adil dönüşüm politikalan, işçiler için ölümün kader olmadığı bir hayatı mümkün kılabilir. Madencinin hak ettiği kader değil, adalettir.
Kömür madencileri her gün, tüm dünyanın terk ettiği, kirli, çağ dışı ve pahalı bir fosil yakıt uğruna hayatlarını riske atıyor. Buna karşılık paylarına düşen ise ölüm ve meslek hastalıkları, gelecek kaygısı oluyor. Madenciler bunu hak etmiyor.
Madenlerden çıkarılan kömür, termik santrallerde yakıt olarak da kullanılıyor. Santrallerden kaynaklanan hava kirliliği her yıl on binlerce insanın erken ölümüne sebep oluyor. Rüzgarlar aracılığıyla yüzlerce kilometrelik ötesini etkileyen hava kirliliği ile, tüm Türkiye kömürün tehdidi altında.
Kömür kader değil. Adil dönüşüm politikaları madencileri sağlıklı işlere, güvenli bir geleceğe kavuşturabilir. Hem ülke çapında hem de bölgesel olarak kömürün yıkıcı etkisinden kurtulup rotamizi iklim krizine karşı dirençli günlere çevirebiliriz.
Kaynak: Greenpeace Türkiye
0 yorum